Thursday, August 16, 2012

Çeşme Demek

Çeşme demek tatil demek. Serin esen rüzgar... Küçücük çamaşırların sabah olmadan kuruyuvermesi demek (bol kusmuklu ve bol kaçırmalı bir veletle yapılan tatil için önemli bir ayrıcalık).

Akşam sanki iki adım ötedeymiş gibi hissettiren Sakız Adası'nın ışıklarını seyretmek demek. İhtişamlı Çeşme Kalesi demek. Sakızlı dibek kahvesi, sakızlı lokum, sakızlı dondurma ile çok sevdiğim damla sakızına doymak demek.

Masmavi koylar, soğuk ve dalgalı deniz, sıcak kumlar demek. Yılın sadece bir ayı dalgasız olan denizin kaldığımız son 3 gün çarşaf gibi serilmesiyle, balıkların ayakların altında gezdiğini göre göre denizlenmek demek. Bu sayede dalgadan ve denizden oldukça ürkmüş olan Küçüğe denizi sevdirmiş olmak demek.

Demir ilacını içeceği için sabahları çocuğuna peynir yedirmeyen annenin yanlışından dönmesi demek. Neymiş efendim kalsiyum demir emilimini azaltıyormuş, çocuktaki halsizliğin nedeni demir eksikliğiymiş! Bence bu doğa eksikliği! Demir ilacını götürmedim, peynir de yedi, evdekinden 10 kat daha hareketliydi. Koştu, koşturdu, çoştukça çoştu, öğle uykusunu bile unuttu. Evet, Çeşme demek, akan hayattan hiç bir şey kaçırmak istemeyen çocuğun öğle uykularına veda etmesi demek!

4,5 yaşında ve 4,5 aylık iki çocuklu annenin büyüğü birine, küçüğü sahildeki teyzelere bırakarak onlarca metre açılması ve hayranlığımı kazanması demek.(Aslında kendimden utandım, orayı elleme, onu yeme, bunu ye, diye diye kasıntı yaşadığımı ve çocuğu da gerdiğimi bir kez daha onayladım. Annedeki rahatlığı çok kıskandım çok!)

(Bir de biri 7 aylık karnında olmak üzere 3 çocukla tatile gelmiş ve çoğu kişiden daha mutlu mesut tatil yapan bir anne vardı ki, idolüm oldu. Bulduğum yerde takip etmeye çalıştım. Belki ucundan kıyısından bir tavrını yakalarım da örnek alırım diye.)

Çeşme demek gelir gelmez denizi özlemek demek :)














































bol bol kumda oynamaca






































denize girmesem de gözlüksüz çıkmam!






































her yerde bir park bulunur






































annenin dinlenme çocuğun radyasyonlanma vakti.






































baba-oğul






































kumdan kale






































baba-oğul-dede-torun






































şunu(karpuzu) pek gözüm tutmadı işareti






































sabah oyalanmacası-tavla pulu dizmece






































babanın çocukla ilgili aktif olduğu nadir anlardan






































kahve molası






































ortam süper!






































annenin kendisine kum attırmak suretiyle çocuğu denize sürükleme çabası






































anneyi ıslatmaca






































arkadaşlar






































"dedem ile o kadar mes'dum ki"






































deniz ürkekliği

No comments:

Post a Comment